1983 yılında , "bir duyum üzerine " Trabzon civarında 99 pencereli evi aramaya başladım. Her bulduğuma sordum. Buna KTÜ Mimarlık Fakültesi de dahil.. Bıkmadan usanmadan 2-3 yıl boyunca sormaya devam ettim .
Günlerden bir gün , bir iş için gittiğim Araklı'da yemek yerken bu defa garsona sordum:
-Delikanlı , buralarda 99 pencereli bir ev varmış.Biliyormusun?
-Abi , bizim köyden daha yukarıda biryerlerde olacak...
Bu cevap üzerine , işimizi biraz erteleyip , garsonun tarifine göre Büyükdere'den yukarı doğru sora sora , geçmiş zaman , yanılmıyorsam 30 km çıktık.. Sonunda bilen birilerini bulduk. Tarif üzerine yoldan sola saptık ve bir tepeye doğru çıktık , yol bitti. Arabayı park edip yürümeye başladık.Yaklaşık 150 mt yürüyüp zirveyi aşınca önümüze muhteşem bir manzara çıktı. İşte bu resimdeki ev.
Yaz mevsimiydi , yağmur sonrası güneşli pırıl pırıl bir hava vardı.Bu görünen cephe kuzey tarafıdır.Arkasına dolaştık , iki yaşlı kadın güneşe kendilerini vermişler oturuyorlar.Çook tatlı bir sohbet.
Kadınlardan biri 102 , diğeri 104 yaşındaymış.(yıl 1984) Zor yürüyorlar.Evin bir odasında yaşıyorlar , koca konak bomboş , sahipsiz ve harap.Sonra evin hikayesini sorduk.Bu ev kadınlardan birinin gelin olarak gelmesi için yapılmış.
Kız babası , evlilik için 99 pencereli ev yapılmasını şart koşmuş. Nişanlılık döneminde bu ev 99 pencereli olarak Arhavi'li ustalarca yapılmış. Üst katta 4 büyük oda , her odada taş ocak ve taş banyo var.Diğer her yer ahşap. (kagirahşap)
Pencereleri ben de saydım , Necdet C Demirci de (Trabzon telekom'da mühendis) , Atilla Bayındır da.. (Trabzon Bayındırlık Müdürlüğü)Evet gerçekten de 99 pencere var.
Neyse ev bitmiş , gelin eve gelmiş...Ama görümce kız kalmış. Tüm yakınlarını kaybetmişler.Aileden sadece ikisi sağ kalmış.Komşu evlerin yardımı ile bir odada yaşamaya çalışıyorlardı.Biz oradan ayrılmak üzere iken , yakın komşu teyze geldi.. Kimin geldiğini merak etmiş.Biz de ona sorduk "Bak , bu ev bu ninenin gelin olması için yapılmış" diye sorduk , emin olmak ister gibi , gelin ısrarla" bu ev benim gelin gelmem için yapıldı" diye övünmeye devam ederken , görümce de gülerek onu tasdik ediyordu.Komşu teyze de ısrarla yiyecek bir şeyler vermek için bizi evine davet ediyordu ve sözlerinin arasına da aslında kendi evinin daha güzel olduğunu ilave edip bizi kışkırtıyordu.Bunun üzerine 100 mt çay bahçesini kat edip diğer teyzenin evine gittik. Onun hikayesi yok , 80 yaşındaydı , çoluğu çocuğu varmış ama o gün yalnızdı.Aynı ustalar bu evi de yapmışlar..Daha mütevazi bir ev ama ahşap işlemeler muhteşemdi doğrusu.Bu teyze de kendi evinin daha güzel olduğunu bize bütün detayı ile anlattı.Ama ne yazık ki pencereleri 99 adet değildi ve evlilik hediyesi değildi bu ev.
Plansız yaptığımız bu geziyi erken bitirmek zorunda kaldık.
Sanki bir rüya gibi ama , gerçek.