Ermenistan’ın Metsamor Nükleer Santralı, Iğdır il sınırına 16 km uzaklıktadır ve dünyadaki en güvensiz reaktör niteliğindedir.
Ermenistan’daki 1988 yılı depreminde bu nükleer santral ciddi derecede zarar görmüş ve uzun süre kullanım dışı kalmıştır. 1977’de eski Sovyet teknolojisiyle inşa edilen ve 2005 yılında teknik ömrünü doldurmuş bulunan Metsamor Nükleer Santralı, aynı zamanda birinci derece deprem bölgesindedir!
Ermenistan, bu nükleer santralın kapatılması için AB’den 1 milyar Avro istemekte, insanlığa karşı şantaj yapmaktadır!
Kaynak yazı :
Fethi Doğan yazdı: Metsamor Nükleer Santralı Kapatılsın!
Ermenistan’ın Metsamor Nükleer Santralı, Iğdır il sınırına 16 km uzaklıktadır ve dünyadaki en güvensiz reaktör niteliğindedir.
Ermenistan’daki 1988 yılı depreminde bu nükleer santral ciddi derecede zarar görmüş ve uzun süre kullanım dışı kalmıştır. 1977’de eski Sovyet teknolojisiyle inşa edilen ve 2005 yılında teknik ömrünü doldurmuş bulunan Metsamor Nükleer Santralı, aynı zamanda birinci derece deprem bölgesindedir!
Ermenistan, bu nükleer santralın kapatılması için AB’den 1 milyar Avro istemekte, insanlığa karşı şantaj yapmaktadır!
Bazı sözde çevreciler; insanlık, bölgemiz ve ülkemiz için büyük tehlike arz eden ve Iğdır il sınırına 16 km mesafedeki, Ermenistan'ın Metsamor Nükleer Santralının kapatılması için kılını kıpırdatmıyorlar!
1995 yılında tekrar faaliyete geçtiğinde, Ermenistan çevre bakanının bile tepki gösterdiği bu en güvensiz santrala sözde çevrecilerin sessiz desteği, aslında onların “çevre”yi bahane olarak kullandığını; asıl hedeflerinin, dış güçlerin çıkarları doğrultusunda, Türkiye’nin kalkınmasını baltalamak olduğunu açıkça göstermektedir!
Bilindiği veya gizlendiği gibi, sadece Fransa'da 59 (elli dokuz) nükleer santral var! ABD'de 104 (yüz dört) tane nükleer santral var! Türkiye'ye ise 1 tane bile kurdurtmadılar!
Merhum Özal, "ABD, nükleer santral kurmamızı istemiyor" demişti. Türkiye'nin kalkınmasını baltalamak istemeyenler; sadece nükleere karşı değildir; aynı zamanda, termik ve hidrolik santrala da karşıdırlar! Akarsulardan elektrik elde edilmesine (HES) bile karşı çıkıyorlar! Hatta rüzgâr enerjisini, nükleer santrala karşı kullanmak isteyen bu sözde çevreciler, "gürültü" vs. bahanesiyle Ayvalık Alibey Adasıyla Karaburun'a kurulmak istenen rüzgâr santrallarına da karşı çıktılar!
Türkiye'de altın aranmasına da "siyanür" kullanılıyor diyerek karşı çıkıyorlar! Oysa bütün dünyada altın ve gümüş, siyanürle ayrıştırılıyor!
Bazı iyi niyetli çevrecileri de kullanan dış güçler, ülkemizin gelişmesini baltalamak için yerine göre bazen doğayı, tarihi, bazen "fauna" ve "flora"yı, bazen "Çernobil"i kullanıyorlar! Bütün vatanseverler, saf ve iyi niyetli insanları, emperyalist güçlerin bu oyunlarına karşı uyarmalıyız ve ülkemizi enerjide dışa bağımlı hale getiren dış güçlere karşı kararlılıkla mücadele etmeliyiz.
Bu konuda, rahmetli Dr. Necip Hablemitoğlu'nun Bergama Dosyası adlı çok aydınlatıcı kitabını herkes okumalıdır.